Fransızca içindeki nouveau ne anlama geliyor?
Fransızca'deki nouveau kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte nouveau'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki nouveau kelimesi yeni, yeni, taze, yeni, değişik, orijinal, ek, ilave, bilinmedik, modern, yeni, deneyimsiz, tecrübesiz, yeni, yeni, değişik, farklı, yeni gelen/giren, yeni başlayan, alışılmamış, acemi, acemi, amatör, ek, ilave, taze, yeni, tekrar, gelen, yeni bir biçimde, yeni, yeniden, New Mexico, tekrar yargılamak, yeniden yargılamak, (bebek) yeni doğmuş, gelmek, yeniden toplamak, yeniden bir araya getirmek, tekrar denemek, yeniden denemek, yine, tekrar doldurmak, yeniden doldurmak, (iskambil kâğıtlarını) yeniden karmak, tekrar karıştırmak, gelişmeler, tekrar, yine, gene, tekrar başlama/başlatma, yeniden başlama/başlatma, yeni doğan bebek, yenidoğan, yeni gelmiş kimse, yeniden yargılama, yeni bir başlangıç, yeni bir çevre, yeni tip korona virüsü, (bir konuyu, vb.) daha ayrıntılı olarak görüşmek/tartışmak, tekrar denemek, başka bir gözle bakmak, yeniden toplanmak, yeniden bir araya gelmek, rahat bir nefes almak, (hikâyeyi, vb.) tekrar anlatmak, yeniden anlatmak, tekrar sürmek, yeniden sunmak, tekrar sunmak, tekrar kontrol etmek, 2000 yılına giriş, kupa sahibi, yeniden anlatmak, tekrar bilgi vermek, yeniden bilgilendirmek/söylemek, yeniden yürülüğe koymak, geri getirmek, gelişme, tekrar fırlatma, bulmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
nouveau kelimesinin anlamı
yeniadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Nous avons été impressionnés par la nouvelle démarche de Terry. Tuğba'nın yeni yaklaşımı bizi etkiledi. |
yeni, tazeadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il a ouvert un nouveau paquet de chips. Yeni patates cipsi paketini açtı. |
yeni
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Randy conduit un nouveau modèle de voiture. |
değişik, orijinal
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Leslie regorge d'idées nouvelles. |
ek, ilaveadjectif (en plus) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les nouvelles classes seront moins chargées. |
bilinmedikadjectif (inconnu) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Nous entrons dans un nouveau territoire ici. |
modern, yeni(contemporain) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les voitures modernes (or: récentes) n'ont pas besoin de vidanges fréquentes. |
deneyimsiz, tecrübesizadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il est nouveau dans ce travail, mais il s'améliorera avec le temps. |
yeniadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Évelyne a un nouvel engouement pour la cuisine indienne. |
yeni, değişik, farklıadjectif (différent) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Nous avons tous apprécié la solution novatrice de Jean. Orijinal fikirlerini kendine saklasaydın eğer, herkes seni daha aklı başında sanabilirdi. |
yeni gelen/giren, yeni başlayan
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le nouveau maire avait une tâche difficile devant lui. |
alışılmamış
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Cette règle est nouvelle pour moi. |
acemi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La firme est nouvelle (or: est une une novice) dans le domaine du marketing. |
acemi, amatör
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La nouvelle sénatrice a déjà son nom dans le journal. |
ek, ilaveadjectif (supplémentaire) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) En raison des changements affectant les services, les chemins de fer ont édité un nouvel horaire. |
taze(fikir, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Son livre offrait un nouveau point de vue sur la question. |
yeniadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) L'immeuble a reçu une nouvelle livraison de papier toilette hier. |
tekrar
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
gelen(uçak, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
yeni bir biçimde
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Après notre premier essai raté, nous avons fait de nouveaux plans. |
yeni
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Par exemple : fraîchement tondu, nouveau-né |
yeniden(avec certains verbes) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Oh non ! J'ai oublié que le gâteau était dans le four et maintenant il est brûlé : je vais devoir le refaire. |
New Mexiconom propre masculin (État américain) (ABD'de eyalet) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tekrar yargılamak, yeniden yargılamak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
(bebek) yeni doğmuşadjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La famille Garcia a une petite fille nouveau-née. |
gelmek(zaman, mevsim, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yeniden toplamak, yeniden bir araya getirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
tekrar denemek, yeniden denemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
yine
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Pourrais-je avoir encore la même quantité ? |
tekrar doldurmak, yeniden doldurmak(familier) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) En remarquant le verre vide de Jean, Mary a pris la bouteille pour le reremplir. |
(iskambil kâğıtlarını) yeniden karmak, tekrar karıştırmak(les cartes) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
gelişmeler(événement) (haber) (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) Les tout récents développements ont nui aux négociations. |
tekrar, yine, genelocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Mon mari n'écoutait pas et j'ai dû raconter l'histoire de nouveau (or: à nouveau). |
tekrar başlama/başlatma, yeniden başlama/başlatma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ma carrière a besoin d'un nouveau départ. |
yeni doğan bebek, yenidoğan
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le nouveau-né avait apparemment une tête énorme. |
yeni gelmiş kimse
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous devons accueillir les nouveaux venus dans cette entreprise et les traiter avec respect. |
yeniden yargılamanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yeni bir başlangıç
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'enfant a été transféré dans une nouvelle école pour lui permettre un nouveau départ. |
yeni bir çevrenom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Après le changement de direction, son lieu de travail était un monde nouveau pour lui. |
yeni tip korona virüsünom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
(bir konuyu, vb.) daha ayrıntılı olarak görüşmek/tartışmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les parents peuvent arranger un rendez-vous avec l'école pour discuter du sujet plus longuement. |
tekrar denemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Gary n'était pas satisfait de son premier essai et a donc décidé d'en faire un autre (or: d'essayer de nouveau). |
başka bir gözle bakmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Depuis qu'ils ont repeint la mairie, je la vois sous un nouveau jour. |
yeniden toplanmak, yeniden bir araya gelmek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
rahat bir nefes almakverbe intransitif (figuré) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nous pouvons tous respirer de nouveau maintenant que le fugitif a été arrêté. |
(hikâyeyi, vb.) tekrar anlatmak, yeniden anlatmak(une information...) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Marcy a d'abord dit la mauvaise nouvelle à son père puis l'a redite à sa mère. |
tekrar sürmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
yeniden sunmak, tekrar sunmaklocution verbale (reproposer) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
tekrar kontrol etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) On devrait vérifier notre liste de courses à nouveau pour être sûrs qu'on n'a rien oublié. Vérifions ces chiffres à nouveau pour nous assurer qu'ils sont corrects. |
2000 yılına girişnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le monde craignait le nouveau millénaire à cause de l'an 2000. |
kupa sahibi(spor) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yeniden anlatmak(une information...) (birisine bir şeyi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
tekrar bilgi vermek, yeniden bilgilendirmek/söylemek(une information...) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
yeniden yürülüğe koymaklocution verbale (une loi) (hukuk) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
geri getirmek(eski bir modayı, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les stylistes à Paris ont décidé de remettre la mini-jupe à la mode (or: au goût du jour). |
gelişmenom masculin (olayların değişmesi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous sommes tous choqués par le dernier fait nouveau apporté à l'affaire. |
tekrar fırlatmanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
bulmak(d'or) (maden, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
Fransızca öğrenelim
Artık nouveau'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
nouveau ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.