İngilizce içindeki belted ne anlama geliyor?
İngilizce'deki belted kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte belted'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki belted kelimesi kemer, kuşak, emniyet kemeri, arazi şeridi, kemer, kemer bağlamak, kemerlemek, kemerle dövmek, şiddetle vurmak, yüksek sesle çalmak, kuşak, çizgi, vuruş, hızlı gitmek, (şarkı, vb.) bağırarak söylemek, konveyör bandı, bel çantası, jartiyer, yeşil kuşak, para kemeri, emniyet kemeri anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
belted kelimesinin anlamı
kemer, kuşaknoun (band worn around waist) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Hannah is wearing a braided belt. |
emniyet kemerinoun (vehicle: seat belt) (araç) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Fasten your belts before the vehicle starts moving. |
arazi şeridinoun (elongated area of land) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The car passed by a belt of wheat fields. |
kemernoun (punishment: beating with a belt) (ceza vermek için) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) In the olden days, it was common for children to get the belt if they were naughty. |
kemer bağlamaktransitive verb (tie a belt around) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Christine belted her coat tightly around her. |
kemerlemektransitive verb (attach with a belt) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Clint belted the crates securely into the truck. |
kemerle dövmektransitive verb (hit, whip with a belt) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The boys' father was a strict man who belted them if they misbehaved. |
şiddetle vurmaktransitive verb (figurative, informal (hit hard) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) "How dare you!" cried Isabel, and belted Alan across the face. |
yüksek sesle çalmakintransitive verb (music: play loudly) (müzik) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) A heavy metal number was belting from his car radio. |
kuşaknoun (karate, etc: symbol of rank) (karate) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I've heard you take karate classes; what belt are you? |
çizginoun (stripe) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The cat was orange except for a belt of white across its ribs. |
vuruşnoun (blow, strike) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) During the fight, I received a belt across the cheek that left a red mark. |
hızlı gitmekintransitive verb (informal (move quickly) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) The thief belted off up the road, with the police in hot pursuit. |
(şarkı, vb.) bağırarak söylemekphrasal verb, transitive, separable (informal (sing loudly) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I like to belt out pop songs when I drive. |
konveyör bandınoun (moving platform) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The finished product moves along the conveyor belt to be packaged. |
bel çantasınoun (pouch worn round the waist) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
jartiyernoun (belt that holds up stockings) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) When I was young, panty hose hadn't been invented and women wore garter belts and stockings. |
yeşil kuşaknoun (land: conservation area) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The need for housing puts the biggest strain on planners to build in the green belt. |
para kemerinoun (pouch worn round the waist) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Whenever he travelled he wore a money belt hidden beneath his trousers. |
emniyet kemerinoun (safety strap in a vehicle) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) It's now compulsory to wear seatbelts in both the back and the front of cars. |
İngilizce öğrenelim
Artık belted'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
belted ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.