Fransızca içindeki bras ne anlama geliyor?
Fransızca'deki bras kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte bras'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki bras kelimesi kol, güç, kuvvet, kol, bumba, temsilci, koy, küçük körfez, önkol, kolun dirsekle bilek arası kısmı, cezalandırmak, seri üretim yapmak, sarılmak, kucaklamak, uzanmak, kenetlemek, birleştirilmiş, bağlı, bağlanmış, tembelce, tembel bir şekilde, tembel tembel, seve seve, memnuniyetle, çekçek, sağ kol, çok güvenilen kimse, üst kol, bacakları açıp kapayarak sıçrama, pahalıya patlamak, pahalıya mal olmak, boş oturmak, yukarıya uzanmak, uzanmak, kucaklamak, sarılmak, sıkıca sarılmak, sarılmak, en güvenilir, uzanmak, haliç, yuva, uzanmak, yüzleşmek, sımsıkı sarılmak, sıkı sıkı sarılmak, kanadını yaralamak, kavuşturmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
bras kelimesinin anlamı
kolnom masculin (corps) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il s'est fait mal au bras en jouant au tennis. Tenis oynarken kolunu incitti. |
güç, kuvvetnom masculin (figuré) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le long bras de la loi atteindra peut être les gangsters les plus puissants. |
kolnom masculin (machine) (makina) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il tira le manche (or: bras) de la machine à sous. |
bumbanom masculin (d'un mât) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
temsilcinom masculin (figuré, littéraire) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le shérif n'était pas très respecté dans le petit village parce qu'il était perçu comme étant le bras d'un gouvernement qui voulait envahir la place. |
koy, küçük körfez(sur la côte) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le bateau s'est réfugié dans une petit crique pour éviter la tempête. |
önkol, kolun dirsekle bilek arası kısmınom masculin invariable (anatomi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Betsy s'est fait piquer par une abeille sur son avant-bras droit. |
cezalandırmak(birisini) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le professeur l'a puni pour ses absences répétées. |
seri üretim yapmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sarılmak, kucaklamak(assez soutenu) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La petite fille étreignait sa poupée avec vigueur. |
uzanmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Elle s'étira pour détendre ses muscles douloureux. |
kenetlemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
birleştirilmiş, bağlı, bağlanmış
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Les bras unis du vieux couple leur servaient tout autant à se soutenir qu'à montrer leur affection. |
tembelce, tembel bir şekilde, tembel tembel
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
seve seve, memnuniyetlelocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) James m'a accueilli à bras ouverts. |
çekçeknom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Joe poussa sa charrette à bras avec lassitude au sommet de la colline jusqu'à la place du marché. |
sağ kol, çok güvenilen kimsenom masculin (figuré) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
üst kolnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
bacakları açıp kapayarak sıçrama
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
pahalıya patlamak, pahalıya mal olmaklocution verbale (figuré, familier) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je parie que cette robe a dû te coûter les yeux de la tête. |
boş oturmaklocution verbale (figuré) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Au lieu de rester les bras ballants, aide-moi à essuyer la vaisselle. |
yukarıya uzanmakverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
uzanmaklocution verbale (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Elle a dû passer son bras au-dessus de l'évier pour ouvrir la fenêtre de la cuisine. |
kucaklamak, sarılmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La maman panda fait un câlin à son petit. |
sıkıca sarılmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tim a serré sa copine fort dans ses bras avant de lui dire au revoir. |
sarılmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le couple se serrait bien fort dans les bras. // La maman serrait dans ses bras son enfant qui pleurait. |
en güvenilirnom masculin (figuré : personne) (yardımcı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
uzanmakverbe pronominal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il tendit le bras pour attraper le livre. |
haliçnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ils naviguaient le long du bras de mer vers la mer. |
yuvanom masculin (technique) (teknik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Prenez soin de bien placer la planche contre le bras de guidage avant de la scier. |
uzanmaklocution verbale (bir şeye erişmek için) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Elle tendit le bras vers l'étagère du haut tout en serrant fort le bébé. |
yüzleşmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Vous devez faire face à vos problèmes. |
sımsıkı sarılmak, sıkı sıkı sarılmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Henry a pris Amber et l'a serrée dans ses bras. |
kanadını yaralamak(un oiseau) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La balle a blessé l'oiseau à l'aile mais ne l'a pas tué. |
kavuşturmaklocution verbale (el, kol) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Cindy s'assit calmement, avec ses mains croisées sur ses genoux. |
Fransızca öğrenelim
Artık bras'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
bras ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.