Fransızca içindeki aucune ne anlama geliyor?
Fransızca'deki aucune kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte aucune'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki aucune kelimesi hiç, hiçbir, hiç, hiçbiri, hiç biri, hiç birisi, hiç kimse, hiç, sıfır, sıfır, hiçbir şekilde, hiçbir biçimde, hiç, (ikisinden) hiçbiri, hiçbiri, kaçırılmaması gereken, açıkça, besbelli olarak, aşikâr olarak, şüphesiz olarak, hiç kuşkusuz, şüphesiz, kuşkusuz, yardımı dokunmayan, şüphe götürmez bir şekilde, bariz olarak, ilişkisi olmayan, ilişkisiz, ayrım yapmayan, fark gözetmeyen, özür dilemeyen, af dilemeyen, kesinlikle, hiçbir zaman, su götürmez, hiçbir şekilde, hiçbir surette, kesinlikle, hiçbir suretle, hiçbir surette, kıyaslanamaz bir biçimde, tabii, tabii ki, hiçbir şekilde, hiçbir koşulda, kesinlikle, hiçbir şekilde, hiçbir yolla, merak etme, korkma, emin olabilirsin, orası kesin, şüpheniz olmasın, kuşkunuz olmasın, kesinlik, hiç hatırlamamak, anımsamamak, dertsiz olmak, hiçbir derdi/tasası olmamak, riske girmemek, hiçbir, düşüncesiz, duyarsız, benzersiz, çok az, üzgün olmayan/özür dilemeyen, bağlantısı olmayan, -e karşı ilgisiz, şüphesiz, kuşkusuz, şüphesiz, kuşkusuz, elbette, şüphesiz, kuşkusuz, sorun değil, problem değil, anlamsız olmak, manasız olmak, bir sakıncası yok, şüphesiz, kuşkusuz, elbette, tabii anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
aucune kelimesinin anlamı
hiç, hiçbir
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Nous n'avons pas de chambres disponibles. Hiç odamız yok. |
hiç(pas un) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) On n'entendait aucun bruit (or: pas un bruit). |
hiçbiri, hiç biri, hiç birisipronom (zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").) Aucune de ces pommes n'est mûre. |
hiç kimse
(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").) Le chevalier leva son épée et déclara : "Aucun d'entre vous ne passera". |
hiç, sıfıradjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Aucun employé n'a été en arrêt maladie ce mois-ci. |
sıfır
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le nouveau stagiaire est nul ; il ne fait aucun effort. |
hiçbir şekilde, hiçbir biçimde, hiçadjectif (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je n'ai pas la moindre notion d'histoire grecque. |
(ikisinden) hiçbiri
(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").) Steve et David ? Aucun ne va au cinéma ce soir. // Quelle robe te plaît ? Aucune des deux ! |
hiçbiri
(zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu sözcüktür (örnek: "kitabı gördün mü? > bunu gördün mü?").) Sur les trente étudiants qui ont présenté l'examen, aucun ne l'a eu. |
kaçırılmaması gereken(familier) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
açıkça, besbelli olarak, aşikâr olarak
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
şüphesiz olarak, hiç kuşkusuz, şüphesiz, kuşkusuz
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Il y a indubitablement peu de raisons de faire la fête. |
yardımı dokunmayan
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
şüphe götürmez bir şekilde, bariz olarak
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) J'ai clairement vu un homme marcher dans le couloir. |
ilişkisi olmayan, ilişkisiz
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Il y a eu deux cambriolages dans cette rue la nuit dernière mais on pense qu'ils n'ont aucun lien. |
ayrım yapmayan, fark gözetmeyenlocution adjectivale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
özür dilemeyen, af dilemeyen
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Malgré les articles négatifs dans la presse, le politicien n'éprouvait aucun remords. |
kesinlikle
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) L’étudiant est sans aucun doute satisfait de sa bourse d'études. |
hiçbir zaman
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Bob n'a quitté la maison à aucun moment ce soir-là. |
su götürmezlocution adverbiale (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) C'est sans aucun doute la meilleure chanson de l'album. |
hiçbir şekilde, hiçbir surette, kesinlikle
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
hiçbir suretle, hiçbir surettelocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
kıyaslanamaz bir biçimde
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Son amour pour lui ne ressemble à aucun autre. |
tabii, tabii kilocution adverbiale (edat: Farklı tür ve görevdeki sözcükler ve kavramlar arasında anlam ilişkisi kurmaya yarayan yardımcı sözcüktür (örnek: "İstanbul'a kadar sadece seni görmeye geldim").) Si j'aime mon mari ? Sans aucun doute ! |
hiçbir şekildelocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Le fait que tu étais un peu saoul n'excuse en aucun cas ton comportement. |
hiçbir koşuldalocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Vous ne devez en aucun cas vous absenter de votre poste. |
kesinlikleadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) C'est sans aucun doute le meilleur gâteau que j'aie jamais mangé. |
hiçbir şekilde, hiçbir yollalocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) En aucun cas je ne te laisserai emprunter ma voiture. |
merak etme, korkmainterjection Moi, faire du saut à l'élastique ? (Y'a) pas de danger ! |
emin olabilirsin
(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) |
orası kesin(familier) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) De l'esprit et une frimousse avenante : ce type me plaisait pour sûr ! |
şüpheniz olmasın, kuşkunuz olmasın
(ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) C'est un homme malfaisant, cela ne fait aucun doute (or: il n'y a pas de doute là-dessus). |
kesinliknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je n'ai aucun doute que le paradis existe. |
hiç hatırlamamak, anımsamamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il était tellement saoul qu'il n'a aucun souvenir de comment il est rentré chez lui. |
dertsiz olmak, hiçbir derdi/tasası olmamaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il vit sa vie comme s'il n'avait aucun souci. |
riske girmemeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le gymnaste a préféré ne prendre aucun risque et faire une figure plus facile. |
hiçbiradjectif (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Aucun des garçons n'a compris ce qui se passait. Hiçbir çocuğun da olup bitenlerden haberi yoktu. |
düşüncesiz, duyarsızlocution adjectivale (konuşma, davranış) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Dans un sermon, on entend rarement de telles remarques qui ne font preuve d'aucun égard (or: qui manquent d'égards). |
benzersiz
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le voyage en train à travers les Alpes suisses ne ressemblait à aucun autre. |
çok az
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
üzgün olmayan/özür dilemeyen
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) L'acteur n'éprouve aucun remords concernant les propos controversés qu'il a tenus dans une interview à la radio. |
bağlantısı olmayan
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
-e karşı ilgisiz
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La réceptionniste semblait ne montrer aucun intérêt pour son travail et nous a à peine souri. |
şüphesiz, kuşkusuz
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Preston est sans aucun doute la meilleure personne pour ce travail. |
şüphesiz, kuşkusuz, elbette
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Tu as sans aucun doute (or: sans nul doute) plus d'expérience dans ce domaine que moi. |
şüphesiz, kuşkusuz
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Il ne fait aucun doute que (or: il n'y a pas de doute sur le fait que) de nombreux citoyens n'apprécient pas de payer des impôts. |
sorun değil, problem değilinterjection (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) – Cette radio ne fonctionne pas. Je veux être remboursé ! – Bien sûr, Monsieur. Aucun problème ! |
anlamsız olmak, manasız olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Alnsley était ivre et ce qu'il disait n'avait aucun sens. |
bir sakıncası yoklocution verbale A : Maman, je peux dormir chez Jess ce soir ? B : Je n'y vois aucun inconvénient (or: aucun problème). |
şüphesiz, kuşkusuz(avec certitude) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
elbette, tabiiinterjection (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) Si j'aimerais une autre tranche de ce délicieux gâteau ? Plutôt (or: sans aucun doute) ! |
Fransızca öğrenelim
Artık aucune'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
aucune ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.