İngilizce içindeki faded ne anlama geliyor?

İngilizce'deki faded kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte faded'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İngilizce içindeki faded kelimesi solmuş, soluk, rengi atmış, zayıflamış, solmak, artmak, yayılmak, hafızası zayıflamak, (ağrı, acı, vb.) hafiflemek, azalmak, konik, (yavaşça) gözden kaybolmak, görünmez olmak, (ses seviyesi) azalmak, kısılmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

faded kelimesinin anlamı

solmuş, soluk, rengi atmış

adjective (color: paler)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Dan found an old faded photograph of his great-grandmother.

zayıflamış

adjective (figurative (memory: indistinct) (hafıza, vb.)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
The old man at the park liked to sit in the sun and try to recall faded memories.

solmak

intransitive verb (colour: become paler) (renk)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
The colors faded a little bit in the wash.

artmak, yayılmak

intransitive verb (figurative (dissipate or decrease)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Amanda sat and watched the light fade at dusk.

hafızası zayıflamak

intransitive verb (figurative (memory: become less vivid)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Tom's memories faded after a while, and now he couldn't remember what his first dog looked like.

(ağrı, acı, vb.) hafiflemek, azalmak

intransitive verb (figurative (feeling: diminish)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Peter took the pills and waited for the pain to fade.

konik

adjective (haircut: tapered) (saç kesimi)

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)
Ronnie wears his hair in a fade cut.

(yavaşça) gözden kaybolmak, görünmez olmak

intransitive verb (disappear into the distance)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Ryan looked out of the back of the boat and watched the land fade from view.

(ses seviyesi) azalmak, kısılmak

intransitive verb (sound: become quieter)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Kate listened as the sound of the train faded into the distance.

İngilizce öğrenelim

Artık faded'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.

faded ile ilgili kelimeler

İngilizce hakkında bilginiz var mı

İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.