İngilizce içindeki challenging ne anlama geliyor?
İngilizce'deki challenging kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte challenging'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki challenging kelimesi zor, güç, beyni zorlayan, meydan okuyan, gayret gerektiren, zor iş, zor görev, meydan okuma, teşvik, istemek, talep etmek, davet etmek, zor gelmek, zorlamak, davet, davet, itiraz, durdurma, sorgulamak, durdurmak, itiraz etmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
challenging kelimesinin anlamı
zor, güçadjective (arduous, testing) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) This hiking trail is challenging; maybe we should try an easier one first. |
beyni zorlayanadjective (intellectually demanding) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Advanced calculus is a challenging course. |
meydan okuyanadjective (confrontational, provocative) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The film is a challenging portrayal of domestic violence. |
gayret gerektirenadjective (stimulating) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Many patients benefit from doing challenging word puzzles. |
zor iş, zor görevnoun (difficult task) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Fixing the car was a challenge. Araba tamiri zor işti. |
meydan okumanoun (dare) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Liam's challenge to his friend was to beat him at pool. |
teşviknoun (incentive, stimulus) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Randy likes the challenge that this school offers. |
istemek, talep etmektransitive verb (demand) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) I challenge you to tell the truth! |
davet etmektransitive verb (to a game, etc.) (oyuna, kavgaya, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Alex challenged me to a game of pool. Ali beni bilardo oyununa davet etti. |
zor gelmek, zorlamaktransitive verb (be difficult for) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Fixing the car really challenged me. Araba tamiri bana gerçekten de zor geldi. |
davetnoun (often formal (threatening summons) (düelloya, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) When a man received a challenge to duel, it was considered cowardly to refuse. |
davetnoun (sports: call to compete) (spor) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Louis accepted the other swimmer's challenge to race. |
itiraznoun (law: objection) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The judge sustained the lawyer's challenge. |
durdurmanoun (military) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The visitor had to give the password of the day in response to the guard's challenge. |
sorgulamaktransitive verb (question) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Other scientists challenge the validity of the experiment. |
durdurmaktransitive verb (formal (military: halt) (askeri) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The sentry challenges all who approach. |
itiraz etmektransitive verb (law: take exception) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) The lawyers challenged the admission of the evidence. |
İngilizce öğrenelim
Artık challenging'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
challenging ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.