İngilizce içindeki blistering ne anlama geliyor?
İngilizce'deki blistering kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte blistering'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki blistering kelimesi çok sıcak, yakıcı, kızgın, şiddetli, sert, çok hızlı, çok süratli, su toplamış kabarcık, kabartı, hava kabarcığı, kabarcık, su toplamak, kabarmak, kabarcıklanmak, su toplatmak, azarlamak, kasıp kavurmak, yenmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
blistering kelimesinin anlamı
çok sıcak, yakıcı, kızgınadjective (figurative (heat: fierce) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The soldiers marched in the blistering heat. |
şiddetli, sertadjective (figurative (verbal attack: ferocious) (eleştiri, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The critic's blistering review of the play made the director cry. |
çok hızlı, çok süratliadjective (figurative (pace: very fast) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The winning team rowed in perfect unison and kept up a blistering pace. |
su toplamış kabarcık, kabartınoun (swelling filled with fluid) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The blisters on Julie's heels are large and painful. |
hava kabarcığı, kabarcıknoun (air pocket in paint surface, etc.) (boya, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Brett smoothed out the blisters in the freshly laid wallpaper. |
su toplamak, kabarmakintransitive verb (form blisters) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) The burn on Mac's arm has blistered. |
kabarcıklanmakintransitive verb (paint, etc.: form air pockets) (boya, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) The paint blistered because there was damp within the walls. |
su toplatmaktransitive verb (raise a blister on) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) These new shoes have blistered my heels. |
azarlamaktransitive verb (US, slang (reprimand, criticize) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Caroline blistered her daughter for her inappropriate behavior. |
kasıp kavurmaktransitive verb (subject to intense heat) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) A hot summer sun blistered the valley. |
yenmektransitive verb (US, slang (defeat, outshine) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Our team blistered the opposing team, wining by 20 points. |
İngilizce öğrenelim
Artık blistering'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
blistering ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.