Fransızca içindeki recevoir ne anlama geliyor?
Fransızca'deki recevoir kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte recevoir'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki recevoir kelimesi almak, teslim almak, gelmek, çekmek, kazanmak, almak, başına gelmek, misafir etmek, konuk etmek, almak, karşılamak, bakmak, ilgilenmek, misafir etmek, misafir ağırlama, almak, eline geçmek, misafir etmek, ile karşılaşmak, almak, misafir kabul etmek, misafir ağırlamak, teslim almak, almak, izin vermek, çekmek, almak, duymak, ev sahipliği yapmak, misafir etmek, konuk etmek, ağırlamak, misafir etmek, konuk etmek, karşılamak, barındırmak, konmak, almak, teslim almak, tamamıyla, bütünüyle, yeniden eğitim almak, adını/ismini birinden almak, talimat almak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
recevoir kelimesinin anlamı
almak, teslim almakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Oui, j'ai reçu le colis hier. Mektubun elime geçmedi. |
gelmekverbe transitif (un cadeau) (hediye) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La fillette a reçu une poupée pour son anniversaire. Küçük kıza doğumgünü hediyesi olarak oyuncak bebek geldi. |
çekmekverbe transitif (Radio) (yayın, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Houston, est-ce que vous me recevez ? |
kazanmakverbe transitif (un titre) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ce fut un honneur pour lui de recevoir le titre de "Chevalier" de la reine. |
almakverbe transitif (une nouvelle) (haberini, bilgisini, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Elle a reçu la nouvelle de la mort de son fils mardi. |
başına gelmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'ai reçu un tel choc quand je l'ai revu ! |
misafir etmek, konuk etmekverbe transitif (loger) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nous serions heureux de vous recevoir chez nous à l'occasion de votre visite dans notre ville. |
almakverbe transitif (un prix,...) (teklif, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il a reçu (or: obtenu) une promotion au travail. Yeni bir göreve terfi teklifi aldı. |
karşılamakverbe transitif (des invités) (misafir, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Voulez-vous vous tenir à la porte pour recevoir (or: accueillir) les invités ? |
bakmak, ilgilenmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le docteur va vous recevoir tout de suite. |
misafir etmekverbe transitif (un invité) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
misafir ağırlamaverbe transitif (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ils ne reçoivent plus beaucoup depuis que leur bébé est né. |
almak, eline geçmek(un message, une lettre) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) As-tu reçu le message que je t'ai envoyé ? |
misafir etmekverbe transitif (des amis) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nous recevons mon patron et sa femme pour le week-end. |
ile karşılaşmakverbe transitif (tepki, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le discours du Président au congrès a reçu des réactions variées : un parti l'a applaudi tandis que l'autre l'a hué. |
almak(ceza, uyarı, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
misafir kabul etmek, misafir ağırlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ce couple ambitieux reçoit (du monde) tous les week-ends. |
teslim almak, almakverbe transitif (une livraison) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Elle a reçu la livraison des mains du livreur. Kadın, malı dağıtımcıdan teslim aldı. |
izin vermekverbe transitif (Droit : une preuve) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le juge a reçu la preuve. |
çekmekverbe transitif (ilgi, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) C'est elle qui reçoit toujours toute l'attention. |
almakverbe transitif (ödül, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Je suis ici pour recevoir le prix au nom de ma mère. |
duymakverbe transitif (Communication) (haberleşme) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Allô Houston, vous me recevez ? |
ev sahipliği yapmakverbe transitif (un événement) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Quel pays reçoit les prochains Jeux olympiques ? |
misafir etmek, konuk etmek, ağırlamakverbe transitif (un invité) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Mon oncle reçut (or: accueillit) le Premier ministre dans son hôtel. Amcam, başbakanı otelinde ağırladı (or: misafir etti). |
misafir etmek, konuk etmek(des personnes) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nous avons du monde à dîner demain. |
karşılamakverbe transitif (misafir, müşteri, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tandis que Mary accueille les invités, Fred finit de mettre la table. |
barındırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La tente peut accueillir cinq personnes. |
konmakverbe transitif (miras) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il a touché un gros héritage alors qu'il était assez jeune. |
almak, teslim almakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Tu as eu les résultats de ton examen ? |
tamamıyla, bütünüyleadverbe (nier, refuser) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Elle a dénié catégoriquement avoir déjà rencontré l'homme. |
yeniden eğitim almak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
adını/ismini birinden almaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'ai reçu le nom de la meilleure amie de ma mère. |
talimat almak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) J'ai reçu l'ordre de remplir le formulaire. |
Fransızca öğrenelim
Artık recevoir'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
recevoir ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.