Fransızca içindeki marquer ne anlama geliyor?
Fransızca'deki marquer kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte marquer'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki marquer kelimesi dağlamak, damgalamak, sayı yapmak, puan kazandırmak, sayı kazandırmak, puan kazanmak, puan toplamak, çizmek, işaretlemek, işareti olmak, çizgi çekmek, göstergesi olmak, fiyat etiketi koymak, sınırlarını çizmek, ritim tutmak, çizmek, sıyırmak, ayırmak, seçip ayırmak, kişiselleştirmek, yaralamak, işaretlemek, incinmek, , kazanmak, oyuncuyu korumak, üzmek, sayı yapmak, skor kaydetmek, çetelesini tutmak, iz bırakmak, çizmek, sınırlamak, sınırlarını belirlemek, ritim tutmak, eklemek, gerçekleştirmek, elde etmek, işaretlemek, favorilere eklemek, hesabı, vb. kaydetmek, kafa vurmak, göstermek, işaretlemek, çizgi eklemek, çizmek, , yer kapmak, çim üzerinde biçilerek açılmış yol/şerit, önemli bir şeye değinmek, durmak, sayı kaydetmek, yıldız işareti koymak, yıldız imi koymak, habercisi olmak, duraklamak, ara vermek, işaretlemek, kullanımdan kaldırmak, yıldız (işareti) koymak, yıldızla işaretlemek, iz bırakmak, oraya buraya işemek, üstüne işemek, çizmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
marquer kelimesinin anlamı
dağlamak, damgalamakverbe transitif (du bétail) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le fermier marqua la vache au fer rouge. Çiftçi, ineği sıcak demirle dağladı. |
sayı yapmak, puan kazandırmak, sayı kazandırmakverbe intransitif (Sports) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'équipe a marqué à la dernière minute. Takımın forveti son dakika golü attı. |
puan kazanmak, puan toplamakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) À chaque panier, tu marques deux points pour ton équipe. |
çizmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le chat a marqué le pied de la table avec ses griffes. |
işaretlemekverbe transitif (du papier, du carton) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Il est plus facile de plier le papier en le marquant au préalable. |
işareti olmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
çizgi çekmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
göstergesi olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La violence a caractérisé chaque nuit de la guerre. |
fiyat etiketi koymakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le magasin indiquait (or: marquait) les articles en solde par des prix étiquetés en rouge. |
sınırlarını çizmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les animaux marquent leur territoire avec des signaux visuels et olfactifs. |
ritim tutmakverbe transitif (le rythme) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le batteur marquait le rythme. |
çizmek, sıyırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La balle a marqué la jambe de Laura. |
ayırmak, seçip ayırmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le bord de la zone de visualisation est marqué par du ruban jaune. |
kişiselleştirmek(du linge) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
yaralamakverbe transitif (psychologiquement) (psikolojik anlamda) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La négligence de ses parents a marqué l’enfant. |
işaretlemekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je vais marquer cette page et je la lirai plus tard. |
incinmekverbe intransitif (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Ne tire pas sur mon bras comme ça, je marque facilement. |
verbe intransitif (Base-ball) Il a marqué au huitième tour de batte. |
kazanmakverbe transitif (un but) (puan, sayı, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le joueur a marqué un but dans la deuxième mi-temps. |
oyuncuyu korumakverbe transitif (Sports) (spor) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il a superbement marqué le joueur star, et son équipe a gagné. |
üzmekverbe transitif (mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La nouvelle de la mort de son père la marqua terriblement. |
sayı yapmakverbe transitif (Sports) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Et il marque le panier pour faire match nul. |
skor kaydetmekverbe transitif (un but) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'équipe visiteuse a marqué un but en première période. |
çetelesini tutmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le prisonnier a marqué un autre jour sur le mur de sa cellule. |
iz bırakmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le passage incessant de camions a marqué la route de campagne. |
çizmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'enfant a marqué les murs avec du crayon. |
sınırlamak, sınırlarını belirlemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
ritim tutmak(le tempo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Rufus s'est mis à battre le tempo à la batterie. |
eklemek(mettre une étiquette) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
gerçekleştirmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
elde etmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
işaretlemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
favorilere eklemek(Internet) (internet sayfası) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Carole aime ajouter à ses favoris les pages qui proposent ses recettes préférées. |
hesabı, vb. kaydetmekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nina a enregistré les ventes de billets. |
kafa vurmaklocution verbale (Football) (topa, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le joueur de foot fit une tête et marqua un but. |
göstermekverbe transitif (mesure) (termometre, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le thermomètre indique (or: marque) 22 degrés. Termometre 22 dereceyi gösteriyor. |
işaretlemekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Marquez le texte à étudier. Çalışılacak yerleri metin üzerinde işaretle. |
çizgi eklemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Carol a rayé les murs en bleu et jaune. |
çizmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tim hachurait de fines lignes parallèles pour donner plus de nuance à sa gravure sur bois. |
(Cricket) Il a fait un score nul. |
yer kapmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le garçon a marqué son territoire en montant rapidement sa tente. |
çim üzerinde biçilerek açılmış yol/şerit
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
önemli bir şeye değinmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tu peux arrêter de m'interrompre ? J'essaie de soulever un point important ! |
durmak(geçici olarak) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) L'intervenante a marqué une pause afin de permettre aux auditeurs de bien comprendre ce qu'elle avait dit, avant de reprendre la suite de son discours. |
sayı kaydetmek(Football américain) (Amerikan futbolu) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yıldız işareti koymak, yıldız imi koymakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
habercisi olmak(figuré) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La chute du mur de Berlin a marqué l'entrée de l'Allemagne dans une nouvelle ère de son histoire. |
duraklamak, ara vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Oliver marqua une pause pour réfléchir avant de continuer à travailler. |
işaretlemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le travailleur a marqué son empreinte sur le ciment. |
kullanımdan kaldırmak(Informatique) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
yıldız (işareti) koymak, yıldızla işaretlemekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'enseignant a marqué les bonnes réponses d'une étoile. Öğretmen doğru yanıtları yıldızla işaretledi. |
iz bırakmak(mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le visage de Jennifer était marqué par la douleur. |
oraya buraya işemek(animal) (erkek hayvan) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
üstüne işemek(animal) (erkek hayvan) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
çizmeklocution verbale (üzerine) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le graphiste a dessiné le logo à l'encre sur le papier avant de le numériser pour le modifier à l'ordinateur. |
Fransızca öğrenelim
Artık marquer'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
marquer ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.