Fransızca içindeki frein ne anlama geliyor?
Fransızca'deki frein kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte frein'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki frein kelimesi fren, frenleme, engel, mani, engel, mani, cesaret kırıcı şey, engel, mani, köstek, engel, engel, mani, güçlük, zorluk, caydırıcı/yıldırıcı şey, engelleme, köstekleme, engel, tırmık, el tırmığı, içten içe kızmak/alınmak, el freni, fren sıvısı, fren hidroliği, emniyet freni, imdat freni, üzerine gitmek, kısıtlama, sınırlama, göz açtırmamak, kaliper, engel olmak, engellemek, olta makarası, denetleyici anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
frein kelimesinin anlamı
frennom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le conducteur s'est servi des freins, mais la voiture a dérapé de plusieurs mètres sur la glace. |
frenlemenom masculin (figuré) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'opposition à la proposition de loi du ministre par les membres du même parti constituait un frein à son projet. |
engel, mani(mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Votre attitude négative est un frein à notre réussite. |
engel, mani
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La lenteur de Kelly se révéla être un frein à la randonnée. |
cesaret kırıcı şey
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
engel, mani, köstek
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La mère de Stacy croyait que le copain de sa fille serait un obstacle à son succès. |
engel
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'éducation de Frank est devenue un handicap lorsqu'est venu le temps de se trouver un emploi parce qu'il était surqualifié. |
engel, mani(figuré) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
güçlük, zorluk
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Fred a dû faire face à plusieurs obstacles pour acheter sa maison. |
caydırıcı/yıldırıcı şey
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les armes nucléaires sont utilisées comme moyen de dissuasion contre les attaques nucléaires des autres pays. |
engelleme, köstekleme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
engelnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
tırmık, el tırmığınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
içten içe kızmak/alınmak(de colère) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dylan passa tout l'après-midi à ronger son frein car il continuait à réfléchir aux reproches de sa petite amie. |
el freninom masculin (araç) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
fren sıvısı, fren hidroliğinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Bob a remarqué que le liquide de frein fuyait de la voiture et coulait sur le sol du garage. |
emniyet freni, imdat freninom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il faut mettre le frein à main lorsqu'on se gare en côte. |
üzerine gitmek(un excès, l'inflation) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kısıtlama, sınırlama
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
göz açtırmamak(à un excès, l'inflation) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kalipernom masculin (otomotiv) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le mécanicien a remplacé les étriers de frein et a réajusté les freins de la voiture. |
engel olmak, engellemeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Elle veut être actrice mais son manque de talent est un frein. |
olta makarasınom masculin (Pêche) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Utilise le frein de moulinet si le poisson essaie de s'échapper. |
denetleyici(figuré : au progrès,...) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
Fransızca öğrenelim
Artık frein'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
frein ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.