İzlandaca içindeki húsnæði ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki húsnæði kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte húsnæði'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki húsnæði kelimesi daire, konut, ikametgah, ev, konaklama anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

húsnæði kelimesinin anlamı

daire

(dwelling)

konut

(dwelling)

ikametgah

(dwelling)

ev

(dwelling)

konaklama

(lodging)

Daha fazla örneğe bakın

Gott húsnæði og ánægjuleg vinna.
Rahat evler ve doyum veren işler.
Þeim var veitt leyfi til að fara inn í norðurhluta Mósambík sem flóttamenn og þegar við komum miðluðu þeir okkur af húsnæði sínu og rýrum matföngum.
Onlara Mozambik’in kuzeyine mülteci olarak girme izni verilmişti ve oraya ulaştığımızda bizimle evlerini ve yetersiz olan erzaklarını paylaştılar.
Getum við til dæmis einfaldað lífsstílinn, kannski minnkað við okkur húsnæði eða losað okkur við óþarfar efnislegar eigur? — Matteus 6:22.
Örneğin, belki daha küçük bir eve taşınarak ya da gereksiz mallarımızdan kurtularak yaşamımızı sadeleştirmemiz mümkün mü?—Matta 6:22.
(Efesusbréfið 6:4) Sumir ykkar þurfa að vinna langan og strangan vinnudag til að sjá börnunum fyrir viðunandi fæði, klæði og húsnæði.
Yalnızca eve ekmek getirebilmek ve çocuklarınıza yeterli giysi ve barınak sağlayabilmek için bile belki yorucu işlerde uzun saatler çalışmanız gerekiyor.
Löngun allra í eigið húsnæði til að búa í og hugsa um verður líklega fullnægt á skipulegan hátt.
Herkesin içinde oturacağı ve bakımıyla bizzat ilgileneceği bir eve sahip olma arzusu da herhalde bir düzen içinde karşılanacak.
13 Deildarskrifstofan sendir þér gagnlegar upplýsingar um landið sem hjálpa þér að taka ákvarðanir, en hún getur ekki gengist í ábyrgð fyrir þig, aðstoðað þig við að fá dvalarleyfi, vegabréfsáritanir, nauðsynleg eyðublöð eða húsnæði.
13 Büro karar vermenize yardımcı olmak için size o ülke hakkında yararlı bilgiler gönderecektir. Fakat masraflarınızın karşılanacağına dair mektuplar, oturum veya vize başvuru formları ya da başka yasal formlar gönderemez, ayrıca size kalacak yer de bulamaz.
Í bókinni Lífskjör og lífshættir á Íslandi eftir Stefán Ólafsson kemur fram að einhleypir foreldrar kvarta mest allra þjóðfélagshópa undan því að hafa lent í erfiðleikum með að greiða hin venjulegu útgjöld fjölskyldunnar, til dæmis fyrir mat, ferðir og húsnæði.
Bazı kadınlar, aniden kendilerini, devlet ya da diğer kurumlarca sağlanan sosyal yardım programlarına, yiyecek kuponlarına, barınak tedariğine ve çorba servislerine muhtaç durumda bulduklarını söylemiştir.
Þar má nefna húsnæði, fæði, klæði og afþreyingu — að ekki sé talað um ótal önnur áhyggjuefni ef þau eiga börn.
Bunların arasında ev, yiyecek, giyecek, dinlenme ve eğer çocuklar varsa, başka sayısız ek sorun da bulunur.
Þeir gefa til dæmis fjármuni og aðstoða við að reisa ríkissali, mótshallir og húsnæði fyrir deildarskrifstofur. Og þeir hlýða dyggilega þeim sem hinn „trúi og hyggni þjónn“ felur að fara með forystuna. – Matt.
Örneğin bağışta bulunurlar; İbadet Salonları, Kongre Salonları ve Büro binalarının inşasına yardım ederler; ayrıca “sadık ve sağgörülü hizmetkâr” tarafından önderlik etmek üzere tayin edilmiş kişilere vefayla itaat ederler (Mat.
En hvað um efnislegar nauðsynjar, svo sem fæði, klæði og húsnæði?
Fakat yiyecek, giyecek ve barınak gibi maddi ihtiyaçlar hakkında ne denebilir?
Þeir sem láta hjá líða að lögskrá sig eiga oft erfitt með að fá góða vinnu, mannsæmandi húsnæði, menntun eða heilbrigðisþjónustu.
Oturma izni alamayanlar çoğunlukla iyi bir iş ya da ev bulmakta zorlanıyor, ayrıca eğitim veya sağlık hizmetleriyle ilgili sıkıntılar yaşıyor.
Hann bjó einn þar sem eiginkonan var látin og gift dóttir hans bjó í eigin húsnæði.
Karısı öldüğünden ve kızı evli olduğundan Fernand yalnız yaşıyordu.
Betelfjölskyldan í Brooklyn í New York, aðalstöðvum Félagsins, hefur nú vaxið svo að hún fyllir það húsnæði sem er til umráða.
Şu anda bile Teşkilatın New York Brooklyn merkezinde çalışan Beytel ailesi o kadar gelişti ki binalarda boş tek bir oda bile bulunmamaktadır.
Á stöðum þar sem nokkrir söfnuðir nota sama ríkissal getur einn söfnuður eða fleiri orðið sér úti um annað húsnæði þetta kvöld.
Genelde birkaç cemaatin aynı İbadet Salonunu kullandığı durumlarda, o akşam için bir ya da daha fazla cemaatin başka bir salon araması daha uygun olabilir.
Skipuð var neyðarhjálparnefnd, og þegar aðrir vottar komu á staðinn til að hjálpa var þeim skipt í vinnuhópa til að hreinsa og gera við húsnæði sem skemmst hafði.
Bir yardım heyeti kuruldu ve yardıma katılan Şahitler, zarar gören evleri temizleyip onarmak üzere gruplara ayrıldılar.
Áformað var að vígja vandað, nýtt húsnæði fyrir útibú félagsins í Póllandi þann 28. nóvember 1992.
Polonya’da, 28 Kasım 1992’de yeni güzel bir Beytel binasının vakfı yapıldı.
En þá komu hjón í söfnuðinum okkur til hjálpar og útveguðu okkur húsnæði sem var í þeirra eigu.
Neyse ki iyiliksever bir birader ve hemşire, onlara ait bir evde kalmamız için bize teklifte bulundu.
Þeir vita að það er ekki nóg að sjá fjölskyldu sinni bara fyrir fæði, klæði, húsnæði og menntun.
Onlar ailelerine yiyecek, giyecek, başlarını sokacak bir yer ve eğitim sağlamanın yeterli olmadığının farkındalar.
Líkja mætti barnauppeldi við það að kaupa sér nýtt húsnæði.
Çocukları yetiştirmek yeni bir ev satın almaya benzetilebilir.
Stærra húsnæði eins og fundar- og sýningarsalir eða íþróttaleikvangar, sem tekið er á leigu, verður einnig tilbeiðslustaður þegar við notum það til að halda helgar samkomur.
Bölge ibadetleri için kiralanan konferans ve sergi salonları ya da stadyumlar gibi büyük tesisler, kutsal ibadetlerimizin yapıldığı süre boyunca bizim tapınma yerimiz olur.
Hún verður trúlega haldin í hreinu og snyrtilegu húsnæði þar sem allir geta notið samkomunnar vel.
Program herkesin rahat şekilde katılıp faydalanabileceği mütevazı ve temiz bir yerde yapılacak.
Mesta framför í stöðu þeirra á þessari stundu, að sjálfsögðu, var að koma frá að skipta um húsnæði.
Şimdi onlar daha küçük ve daha ucuz bir daire kiralamak istedi, ancak daha iyi bir konumdadır ve
Ég hafði oft heyrt að vottar Jehóva væru einstakt fólk og væru orðlagðir fyrir að skila húsnæði alltaf hreinna en þeir tækju við því.
Bizim sektörümüzde, Yehova’nın Şahitlerinin kiraladıkları tesisi aldıklarından daha temiz bırakmakla nam yapmış farklı bir toplum olduğunu hep duyardım.
Við getum líka talað við Jehóva í bæn um atvinnu, húsnæði, fatnað, heilsufar og önnur mál.
Ayrıca iş, ev, giysi ve sağlık gibi konularda da Yehova’ya dua edebiliriz.
Vegna þess hve vöxturinn er mikill þarf að prenta fleiri biblíutengd rit, byggja ríkissali og halda þeim við og sjá fyrir hentugu húsnæði fyrir mót.
Bunun sonucunda daha fazla yayın basılması; İbadet Salonlarının inşa edilmesi ve bakımının yapılması; büyük ibadetlerin yapılacağı yerlerin satın alınması veya kiralanması gerekiyor.

İzlandaca öğrenelim

Artık húsnæði'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.