Hintçe içindeki पहरा करना ne anlama geliyor?

Hintçe'deki पहरा करना kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte पहरा करना'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Hintçe içindeki पहरा करना kelimesi eşlik, orospu, refakât etmek, muhafız takımı, muhafız, maiyet, kavalye, refakatçi, refakat etmek, eşlik etmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

पहरा करना kelimesinin anlamı

eşlik

(escort)

orospu

(escort)

refakât etmek

(escort)

muhafız takımı

(escort)

muhafız, maiyet, kavalye, refakatçi, refakat etmek, eşlik etmek

(escort)

Daha fazla örneğe bakın

(उत्पत्ति 24:63-67) भजनहार दाऊद, ‘रात के एक एक पहर में परमेश्वर पर ध्यान’ करता था।
(Tekvin 24:63-67) Mezmur yazarı Davud “gece nöbetlerinde . . . . [Tanrı’yı] derin düşündü.”
यहूदियों के त्योहारों के वक्त शहर में पहरा और भी सख्त कर दिया जाता था ताकि कोई दंगा-फसाद होने पर उससे निपटा जा सके।
Yahudi bayramlarında, oluşabilecek karışıklıkları kontrol etmek üzere şehirdeki askeri güç artırılırdı.
इसलिए वह अपने तीन शिष्यों को पहरे पर रहने के लिए कहकर प्रार्थना करने चला गया।
Bu nedenle o, üç öğrencisinden uyanık durmalarını isteyerek, dua etmek üzere biraz uzaklaştı.
अमालेकियों के ख़िलाफ़ युद्ध करने में, “दाऊद उन्हें रात के पहले पहर से लेकर, दसरे दिन की साँझ तक मारता रहा” और बहुत सारा लूट ले गया।
Amalekilere karşı yapılan savaşta ‘Davud gün ağarma vaktinden ertesi günün akşamına kadar onları vurmuş’ ve birçok çapul almıştı.
भविष्यवक्ता दृढ़ फैसला करते हुए कहता है: “मैं अपने पहरे पर खड़ा रहूंगा, और गुम्मट पर चढ़कर ठहरा रहूंगा, और ताकता रहूंगा कि मुझ से वह क्या कहेगा? और मैं अपनी दी हुई उलाहना के विषय क्या उत्तर दूं।”
Peygamber kararlılıkla şunu belirtiyor: “Nöbet yerimde duracağım, ve kulenin üzerinde dikileceğim, ve benimle ne söyleşecek, ve şekvamdan ötürü ne cevap vereceğim göreyim diye bekliyeceğim.”
पौलुस की सुनवाई करने की प्रतिज्ञा करके फेलिक्स ने उसे, हाकिम के मुख्यालय, हिरोदेस महान के प्रितोरियुम राजभवन के पहरे में रखा।
Pavlus’u dinleyeceğine söz verdikten sonra Feliks, onu valinin karargâhı olan Büyük Hirodes’in sarayındaki muhafızlara bıraktı.
अपराधी ठहराए जाने के बाद एडल्जी पर पुलिस का पहरा लगा दिया गया, संदिग्ध व्यक्ति को जेल भेज दिए जाने के बावजूद भी विकृत करने का सिलसिला जारी रहा।
Polis Edalji'yi hapse tıktı, halbuki hayvanların gördüğü işkence şüphelinin hapse girmesinden sonra da devam etmişti.
भोजन-पदार्थ की आपूर्ति निश्चित करने के लिए, कई नर व्याध पतंगे छोटे क्षेत्रों पर हक़ जमाते हैं, जिनका वे जलन से पहरा देते हैं।
Birçok erkek kızböceği güvenilir bir gıda deposuna sahip olabilmek için küçük bölgeler belirleyip bunu kıskançlıkla korur.
प्रेषितों 12:5 में हम पढ़ते हैं, “इस वजह से, पतरस को कैदखाने में पहरे में रखा गया था, मगर मंडली उसके लिए परमेश्वर से दिलो-जान से प्रार्थना कर रही थी।”
Elçiler 12:5 şöyle diyor: “Petrus hapishanede kaldı, cemaat ise onun için Tanrı’ya gayretle dua ediyordu.”
18 रात के इस चौथे पहर यानी सुबह करीब 3 बजे से सूरज उगने के बीच के समय, पतरस ने अचानक नाव खेना बंद कर दिया और सीधा होकर बैठ गया।
18 Gecenin dördüncü nöbetiydi, yani sabaha karşı saat 3 ile güneşin doğuşu arasında bir zamandı. Aniden Petrus kürek çekmeyi bıraktı ve öylece kalakaldı.
सो वे जाते हैं और क़ब्र को मुहरबन्द करके रोमी सैनिकों को पहरे पर तैनात करते हैं।
Böylece gittiler; taşı mühürleyerek ve Roma askerlerini nöbetçi dikerek mezarı güvenlik altına aldılar.
77:11, 12, NHT) और दाऊद ने लिखा: “रात के एक एक पहर में तुझ पर ध्यान करूंगा” और “मुझे प्राचीनकाल के दिन स्मरण आते हैं, मैं तेरे सब अद्भुत कामों पर ध्यान करता हूं।”
77:11, 12) Davud da benzer şekilde şunu yazdı: ‘Gece nöbetlerinde seni derin düşünüyorum’ ve “eski günleri anıyorum; senin bütün işlerini derin düşünüyorum; ellerinin işi üzerine düşünceye dalıyorum.”
इसकी शहरपनाह पर दिन-रात पहरुए पहरा लगाते थे, ताकि नगर की सुरक्षा का ध्यान रखें और खतरे को आते देख नगर के निवासियों को चेतावनी देकर चौकन्ना कर दें।—नहेमायाह 6:15; 7:3; यशायाह 52:8.
Bu ‘duvarların üzerindeki gözcüler’ kentin güvenliğini sağlamak ve yurttaşlarına uyarı mesajları iletmek için “gece gündüz” tetikteydiler.—Nehemya 6:15; 7:3; İşaya 52:8.
6 आत्मिक प्राणियों का सबसे पहला और सीधे-सीधे ज़िक्र उत्पत्ति 3:24 में मिलता है। वहाँ हम पढ़ते हैं: ‘यहोवा ने आदम को अदन की बाटिका से निकाल दिया और जीवन के वृक्ष के मार्ग का पहरा देने के लिये बाटिका के पूर्व की ओर करूबों को, और चारों ओर घूमनेवाली ज्वालामय तलवार को भी नियुक्त कर दिया।’
6 Ruhi varlıklardan doğrudan bahseden ilk kayıt Tekvin 3:24’te bulunur. Orada şöyle okuyoruz: “[Yehova] adamı kovdu; ve hayat ağacının yolunu korumak için, Aden bahçesinin şarkına Kerubileri, ve her tarafa dönen kılıcın alevini koydu.”
युद्ध की योजना बनानेवालों के हिसाब से यह पहर दुश्मन पर वार करने का सबसे अच्छा समय होता है, क्योंकि इस वक्त उसे “सोता हुआ” पाया जा सकता है।
Savaş strateji uzmanlarına göre bu saatler düşmana saldırmak için en etkili zamandır ve bu saatlerde düşmanı uykuda yakalama olasılığı çok yüksektir.
यह आज्ञा पहरुओं के निर्णय से, और यह बात पवित्र लोगों के वचन से निकली, कि जो जीवित हैं वे जान लें कि परमप्रधान परमेश्वर मनुष्यों के राज्य में प्रभुता करता है, और उसको जिसे चाहे उसे दे देता है, और वह छोटे से छोटे मनुष्य को भी उस पर नियुक्त कर देता है।”
Hüküm koruyucu meleklerin fermanı ile, ve iş mukaddeslerin sözü ile olmuştur, ta ki, yaşıyanlar şunu bilsinler, insanların kırallığı üzerinde Yüce Olan saltanat sürer, ve dilediği adama onu verir, ve insanların en aşağısını onun üzerine diker.”
“हे यहोवा, मेरे मुख पर पहरा बैठा, मेरे होठों के द्वार की रखवाली कर!”—भजन १४१:३.
“Ya RAB (Yehova) ağzıma bekçi koy; dudaklarım kapısını koru.”—MEZMUR 141:3.
९ अगर हम किसी के बारे में मिथ्यापवाद करने के लिए प्रलोभित होते हैं, तो हम प्रार्थना कर सकते हैं: “हे यहोवा, मेरे मुख पर पहरा बैठा, मेरे होठों के द्वार की रखवाली कर!”
9 Herhangi birine karşı iftira etme iğvasına düştüğümüz de, şöyle dua edebiliriz: “Ya RAB, ağzıma bekçi koy; dudaklarım kapısını koru.”
लेकिन क्या हम अपने घर का पहरा देने के लिए किसी बंदूकधारी पहरेदार को तैनात कर सकते हैं?
Silahlı güvenlik görevlileri bulundurmak konusunda ne denebilir?
नगर के फाटकों पर यहूदियों ने भारी पहरा लगाया और जो कोई भागने की कोशिश करते वक्त पकड़ा जाता, उसे रोमियों का तरफदार समझा जाता था।
Şehir kapıları korunuyordu ve kaçmaya çalışanların Romalıların tarafına geçtiği düşünülüyordu.
रोम में सैन्य पहरे के बावजूद भी, पौलुस लोगों को भीतर बुलाकर उन्हें सुसमाचार प्रचार करता है।
Roma’da, askerler tarafından gözaltında tutulurken bile, Pavlus, insanları çağırdı ve onlara iyi haberi ilan etti.
एक पहरेदार तो बाइबल पढ़ने के लिए ऑडोल्फो की कोठरी में जाया करता था और उस वक्त ऑडोल्फो पहरा देता था ताकि कोई सैनिक देख न ले।
Hatta bir gardiyan Kutsal Kitabı okumak üzere hücresine her geldiğinde Adolfo onun için gözcülük yaptı.
अकसर चरवाहा, रात के अंधेरे में भी बाड़े पर पहरा देता था ताकि जंगली जानवर या चोर-उचक्के उन पर हमला न करें।”
Çoğu zaman gece boyunca vahşi hayvanlara veya karanlıkta dolaşan sinsi hırsızlara karşı ağılın kapısında nöbet tutardı.”
यीशु स्पष्ट करते हैं: “यदि स्वामी रात के दूसरे पहर में [लगभग शाम के नौ बजे से आधी रात तक] या तीसरे पहर में [आधी रात से सुबह के लगभग तीन बजे तक] आकर उन्हें जागते पाए, तो वे दास धन्य हैं।”
İsa şöyle açıkladı: ‘Eğer efendi ikinci nöbette [akşam aşağı yukarı dokuzdan gece yarısına kadar], hatta üçüncüde [gece yarısından sabahın aşağı yukarı üçüne kadar] bile gelip onları hazır bulursa, ne mutlu onlara!’
आयत 5 कहती है: “पतरस को कैदखाने में पहरे में रखा गया था, मगर मंडली उसके लिए परमेश्वर से दिलो-जान से प्रार्थना कर रही थी।”
5. ayette şunları okuyoruz: “Böylece Petrus hapishanede kaldı, cemaat ise onun için Tanrı’ya gayretle dua ediyordu.”

Hintçe öğrenelim

Artık पहरा करना'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.

Hintçe hakkında bilginiz var mı

Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.