Endonezya içindeki tanah kelahiran ne anlama geliyor?
Endonezya'deki tanah kelahiran kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte tanah kelahiran'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki tanah kelahiran kelimesi vatan, memleket, anavatan, ana vatan, yurt anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
tanah kelahiran kelimesinin anlamı
vatan(motherland) |
memleket(motherland) |
anavatan(motherland) |
ana vatan(motherland) |
yurt(motherland) |
Daha fazla örneğe bakın
Asaf merasa terganggu karena ia melihat para pelaku kejahatan makmur di Israel, tanah kelahirannya. Asaf, kendi memleketi İsrail’de refah içinde olan kötüleri gördükçe rahatsız oluyordu. |
Kemuliaan untuk merebut tanah kelahiran dan membunuh Naga. Vatanınızı geri alıp, bir ejderhayı öldüreceğiniz bir macera. |
Seperti semua jantan muda, dia pendatang baru yang gagah, meninggalkan tanah kelahirannya untuk menemukan rumah permanen. Tüm genç erkekler gibi bu yeni gelen de kendine kalıcı bir yuva bulmak için yuvasını terk etmiş. |
Kurasa kau bisa menyampaikan seperti apa tanah kelahirannya pada putraku. İnanıyorum ki oğluma bu toprak kokusunun önemini verebilirsin. |
Tanah airmu dan tanah kelahiranmu menunggumu selama 25 tahun. Anneniz, anneniz bu toprakları 25 yıldır bekliyor. |
Setelah pergi selama 5 tahun aku kembali ke tanah kelahiran menaiki tahtaku. Beş sene sonra hakkım olan tahta döndüm. |
Kau ingin mempermalukanku di tanah kelahiranku? Sen beni kendi yerimde aşağılamak istiyordun, öyle değil mi? |
Bantu aku ke Fulton's Point tanah kelahiranku, di luar Yazoo City. Beni Fulton's Point'e götür Yazoo City'deki memleketime. |
Kami hijrah ke Siprus, tanah kelahiran suami saya. Kocamın memleketi olan Kıbrıs’a taşındık. |
Dia percaya ada hubungan manusia dan tanah kelahirannya. Bir insanın kendi toprağıyla olan bağına inanıyor. |
Meski begitu, Aleksandra tidak begitu tertarik dengan urusan pemerintahan, kecuali rasa cinta pribadinya kepada Prusia yang merupakan tanah kelahirannya. Alexandra, kocasının devlet işlerine olan güvendiğinden hoşnut kaldı, fakat doğduğu yer olan Prusya'ya kişisel bağlılığı dışında politikayla ilgilenmedi. |
Apa yang membuatmu pergi dari tanah kelahiranmu, menempuh perjalanan jauh jadi imigran miskin di masyarakat yang sangat beradab yang sejujurnya, tak butuh orang sepertimu? Sen hangi akla hizmet ait olduğun besbelli olan memleketini terk ettin de tarifsiz uzunluktaki yolları teptin ve düzeyli ve son derece görgülü bir cemiyetin içine girip meteliksiz bir göçmen oldun ki? ! Sensiz gayet iyi idare ediyorduk biz! |
Di negeri-negeri lain orang Kristen benar-benar tidak dapat membeli atau menjual; ada yang tidak dapat memiliki tanah sendiri; yang lain-lain diperkosa, dibunuh, atau diusir dari tanah kelahiran mereka. Başka ülkelerde İsa’nın takipçileri kelimenin tam anlamıyla alışveriş yapamıyordu; bazıları mal sahibi olamıyordu; başkaları tecavüze uğradılar, katledildiler veya kendi ülkelerinden atıldılar. |
Kalian tak berpikir, Pendorong-tanah pecundang... Lahir di dunia ini untuk melayani kami. Sizler bu dünyaya bize hizmet etmek, için gelmiş akılsız yaratıklarsınız! |
Cinta untuk negara seseorang tidak selalu milik untuk hanya yang lahir di tanah yang sama. Bir ülke sevgisi sadece.. Bu topraklarda doğmuş kişilere ait değildir. |
Setiap tahun, reptil laut berkumpul lagi... Melahirkan di tanah lapangan dangkal Deniz sürüngenleri her sene doğum için sığlıklarda bir araya geliyor. |
Aku lahir di tanah ini. Ben bu topraklarda doğdum. |
Dia dilahirkan di Tanah Selatan. Jadi di seharusnya pakai nama dari Selatan. Güney Bölgesinde doğdu o yüzden bir Güneyli adı olmalı. |
Demi keamanannya dan keamanan anak Yesus yang belum lahir dia meninggalkan Tanah Suci dan pergi ke Prancis. Hem kendisinin hem de İsa'nın doğmamış çocuğunun güvenliği için Meryem, Kutsal Topraklardan Fransa'ya kaçtı. |
Belum lagi kerusakan yang kalian lakukan pada Dedalu Perkasa yang sudah ada di tanah ini sejak sebelum kalian lahir. Daha siz doğmadan burada yaşayan Şamarcı Söğüt'e verdiğiniz zararı da unutmayalım. |
... dan tanah kami tapi hak hidup sejak lahir Sadece hayatlarımızı ve topraklarımızı değil, doğuştan sahip olduğumuz hakları da kaybedeceğiz. |
Kau telah menguasai tanahmu dan mendapatkan hak-hakmu; Kebebasanmu akan lahir dari keberanianmu. Sen yeryüzünü ve haklarını fethettin; Özgürlüğün cesaretinden ortaya çıkacaktır. |
12 Dan terjadilah bahwa ada banyak dari aorang-orang Amon, yang adalah orang-orang Laman berdasarkan kelahiran, juga pergi ke tanah ini. 12 Ve öyle oldu ki doğuştan Lamanlı olan Ammon halkından birçok kişi de bu ülkeye gitti. |
Pada versi sūtra yang dikenal luas di China, Vietnam, Korea, dan Jepang, Sumpah ke-18 Dharmakāra adalah bahwa setiap makhluk di alam semsta manapun yang ingin terlahir di Tanah Suci Amitābha dan menyebut namanya bahkan hanya sebanyak 10 kali akan dipastikan untuk terlahir kembali di sana. Çin, Vietnam, Kore ve Japonya'da bilinen versiyona göre, Dharmakāra'nın onsekizinci yemini, Amitābha'nın Arık Ülkesinde doğmayı dileyen tüm varlıklar, yalnızca on kez adını söylemekle bile burada yeniden doğabilir. |
90:2: ”Sebelum gunung-gunung dilahirkan, atau sebelum engkau melahirkan bumi dan tanah yang produktif bagaikan dengan sakit bersalin, dari waktu yang tidak tertentu sampai waktu yang tidak tertentu, engkaulah Allah.” 90:2: “Sen dünyayı, yeryüzünü, büyük emeklerle var etmeden, dağlar doğmadan çok önce Tanrı’ydın, ve ezelden ebede kadar da Tanrısın.” |
Endonezya öğrenelim
Artık tanah kelahiran'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.