Endonezya içindeki sepeda ne anlama geliyor?
Endonezya'deki sepeda kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte sepeda'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki sepeda kelimesi bisiklet, bisiklete binme, Bisiklet anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
sepeda kelimesinin anlamı
bisikletnoun Kamu akan mendapatkan sepeda di hari ulang tahunmu. Doğum günün için bir bisikletin olacaktır. |
bisiklete binmenoun Anda dapat juga berolahraga —berenang, bersepeda, atau berjalan jauh. Yüzme, bisiklete binme veya uzun bir yürüyüş gibi egzersizler de yapabilirsiniz. |
Bisiklet(Alat tranportasi) Sepedamu lebih baik ketimbang milikku. Senin bisikletin benimkinden daha iyi. |
Daha fazla örneğe bakın
Mengapa seorang pembalap sepeda yang hebat di Jepang meninggalkan karier balapnya demi melayani Allah? Japonya’nın en iyi bisiklet yarışçılarından biri, neden Tanrı’yı memnun etmek uğruna kariyerinden vazgeçti? |
Namun, kami mengunjungi sidang-sidang di Aravete, Otepää, Tallinn, Tartu, dan Võru dengan sepeda motor mesin blok empat silinder yang memiliki gandengan; sepeda motor ini kami beli dari seorang pejabat Rusia. Yine de, bir Rus memurdan satın alınmış, güçlü dört silindir blok-motorlu ve sepetli bir motosikletle Aravete, Otepää, Tallinn, Tartu, ve Võru’deki cemaatleri ziyaret ettik. |
Kecelakaan saat bersepeda. Bisiklet kazası. |
Seraya kami berdua meninggalkan toko itu, kami bertemu dengan seorang pemuda yang sangat menyenangkan yang pulang dari bekerja, mengendarai sepeda. Birlikte dükkândan çıktık ve bisikletle işten eve gitmekte olan çok hoş bir gençle karşılaştık. |
Dalam sepeda motor, pusat gravitasi selalu berubah sesuai pergerakan tubuh. Motorların yerçekimi merkezi sürekli değişir. Vücuda bağlı olarak. |
Aku ingin sepeda seperti ini. Ben de bunu istiyorum. |
Setiap minggu, keluarga Vaca pergi ke Balai Kerajaan dengan bersepeda selama tiga jam Eric ve Vicky, daha fazla müjdeciye ihtiyaç olan bir yerde hizmet etmek için geldiler |
Seorang ayah dan anak perempuan yang terpisah dari sepeda karena tembok yang misterius Bir baba ve kızını bir bisikletten ayıran gizemli bir duvar. |
Aku rasa kita harus membelikan dia sepeda kumbang. Bence ona bir motosiklet almalıyız. |
Jadi dia bersepeda menuju timur. Öyleyse doğuya gidiyordu. |
Pesawat yang tidak dapat diseimbangkan di udara percuma saja, sama seperti sepeda yang tidak dapat dikemudikan. Havada dengesini koruyamayan bir uçak, direksiyonsuz bir bisiklet kadar işe yaramaz olacaktı. |
Para anggota sidang Yeovil yang lebih senior menggambarkan kepada saya bagaimana Ibu dan adik perempuannya, Millie, dengan bersemangat bersepeda mengelilingi daerah pedesaan kami yang luas, menyiarkan alat bantu pengajaran Alkitab, Studies in the Scriptures. Yeovil cemaatindeki yaşlı kardeşler, bana annem ile kız kardeşi Millie’nin, geniş kırsal sahamızı bisikletle dolaşarak Mukaddes Kitabı tetkik etmeye yardımcı Studies in the Scriptures yayınlarını nasıl gayretle dağıttıklarını anlatırlar. |
Bagaimana kita membaginya antara pejalan kaki, sepeda, transportasi publik, dan mobil pribadi? Yayalar, bisikletler, toplu taşıma ve arabalar arasında nasıl dağıtılmalıdır? |
Kau tahu, kebanyakan pencurian mobil, pencurian sepeda... Genellikle sarhoş araba kullanma ya da bisiklet çalma işlerine bakıyorum. |
Untuk menghadirinya, Simon naik taksi, sedangkan saya naik sepeda sejauh 220 kilometer. Simon ibadete dolmuşla gitti, bense bisikletimle 220 kilometre yol gittim. |
Saya tidak tahu di mana perhimpunan akan diadakan, jadi saya mengayuh sepeda pelan-pelan di salah satu jalan. İbadetin tam nerede olduğunu bilmediğimden bir cadde boyunca yavaş yavaş ilerlemeye başladım. |
Hadiah utama adalah 100 dolar dan sepeda Felipe. Büyük ödül 100 dolar ve Felipe'nin bisikleti. |
Harley telah menyiapkan sepeda motor baru. Harley'in yeni motosikleti hazır. |
Bersepeda dapat membakar hingga 700 kalori per jam. Bisiklet sürerek saatte 700 kadar kalori yakabilirsiniz. |
Ingat kita menjual ke masyarakat yang terbiasa dengan sepeda. Bisikletle gelen insanlara satacağımızı unutma. |
Kenapa kau duduk di sepeda dan menatapku? Neden motosiklete binip, bana bakıyorsun? |
Aku jatuh... dari sepedaku. Bisikletten düştüm. |
Sekarang, yang dibutuhkan adalah 1 orang yang naik sepeda dan membawa smartphone. Şimdi ise tek gereken bisikleti olan bir kişi ve akıllı bir telefon. |
Sebelum garisnya berubah biru, aku akan relah melompatkan sepeda motar keatas kereta api yang sedang jalan. O şerit maviye dönmeden önce, bir motosikletten, hızla ilerleyen bir trene atlayabilirdim. |
Dan gadis tadi secara jelas mengatakan dalam acara TV bahwa dia lebih memilih menangis di dalam mobil BMW ketimbang tersenyum di sepeda. Ve evlendirme programındaki bir kız açıkça bir BMW içinde ağlamayı, bisiklet üstünde gülmeye tercih edeceğini söylemişti. |
Endonezya öğrenelim
Artık sepeda'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.