Endonezya içindeki keponakan ne anlama geliyor?
Endonezya'deki keponakan kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte keponakan'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki keponakan kelimesi yeğen, Yeğen anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
keponakan kelimesinin anlamı
yeğennoun Dia keponakan baik yang mengunjungi anggota keluarganya. Adam hasta yakınını ziyaret eden sadık bir yeğen. |
Yeğen
Seperti keponakan atau bahkan anak perempuan? Yeğen, hatta kız da olur. |
Daha fazla örneğe bakın
Sejauh yang saya ingat, waktu itu saya sedang membungkuk untuk menjauhkan keponakan saya yang masih kecil dari pecahan kaca, dan tiba-tiba seluruh tulang belakang saya rasanya seperti terbakar. Hatırladığım tek şey, küçük yeğenimi birkaç kırık cam parçasından uzaklaştırmak için eğildiğim ve aniden bütün sırtımın sanki tutuştuğu. |
Kemudian keponakan itu terbunuh dan seseorang mencuri uangnya. Bir şekilde çocuk öldürüldü ve birileri bu parayı iç etti. |
Suatu hari sewaktu Jonas menginap di tempat ayahnya, saya mengatur untuk mengunjungi Jonas dan Lars bersama dua saudara perempuan saya dengan dalih bahwa kedua tante ini seharusnya mendapat kesempatan untuk menjenguk keponakan mereka. Jonas’ın babasıyla olduğu bir sırada, teyzelerine yeğenlerini görme fırsatı verme bahanesiyle iki kız kardeşimle, Jonas ve Lars’ı görmek için onun oturduğu şehre gitmek üzere anlaştım. |
Anda mungkin tidak ingat, tapi aku bilang minggu IASTAku punya keponakan saya resital hari ini Unutmuş olabilirsin, ama geçen hafta sana...... bugün yeğenimin resitali olduğunu söylemiştim |
Tapi punya keponakan di tim, Deng? Ama kendi yeğenini de takıma almak, Deng? |
Keponakanmu menyuruhku masuk. Yeğenin beni içeri aldı. |
Aku mulai mencurigai kesetiaan keponakanmu, tuan. Yeğeninizin sadakatinden şüphe duymaya başladım, efendim. |
Setelah menonton video itu, keponakannya mengirim e-mail, ”Aku tertarik dengan bagian tentang kuasa jahat yang mengendalikan dunia ini. Videoyu izleyen yeğeni ona şöyle bir e-posta yazdı: “Özellikle dünyanın kötü bir gücün elinde olduğunu anlatan kısım çok ilgimi çekti. |
Seperti keponakan atau bahkan anak perempuan? Yeğen, hatta kız da olur. |
Ia adalah cicit-keponakan dari ekonom John Maynard Keynes dan saudara dari sejarawan dan Cambridge profesor Simon Keynes. Keynes, iktisatçı John Maynard Keynes'ın büyük büyük yeğeni ve tarihçi Cambridge profesörü Simon Keynes'ın yeğeni. |
Kau tidak bermaksud membawa keponakan-keponakanku ke apartemen ini kan. Kız veya erkek yeğenimi bu apartman dairesine getirmeyeceksiniz. |
Bahkan keponakanku. Öz yeğenim bile. |
Aku tidak punya keponakan yang menyelinap seperti kucing lembah. Yeğenimin sokak kedisi gibi ortada dolaşmasına izin veremem. |
Jika aku melakukannya, pasti ibu dan 6 keponakanku tidak akan bicara denganku lagi.. Bunu yaparsam, annem ve altı yaşındaki yeğenim benimle bir daha konuşmazlar. |
Keponakan kita, putri Aine, di luar sana sendirian. Yeğenimiz, Aine'in kızı, dışarıda bir başına. |
Sahabat Allah, Abraham (Abram), dan keponakannya, Lot, menjadi kaya raya. Tanrı’nın dostu İbrahim (Abram) ve onun yeğeni Lût çok zengin oldular. |
Dia mengancam membawa satu batalion prajurit Meksiko melintasi perbatasan untuk mencari keponakan perempuannya dan orang yang membunuh keponakan laki-lakinya. Sınırın bu tarafına bir tabur getirmeyi yeğenini ve katilini kendi aramayı düşünüyormuş. |
Keponakanku dan dia saling kenal sejak program musik Gereja. Yeğenimle o kız birbirlerini kilisenin müzik programından tanıyorlardı. |
Ia keponakan tamu istimewa kami Özel bir konuğumuzun yeğeni. |
pergilah dan persiapkan orangmu untuk pengangkatan keponakanku. Git ve cemaatini, yeğenimin taç giyme törenine hazırla! |
Penglihatanmu tentang keponakanku sebenarnya adalah kematian tetua yang terakhir dalam kelompokmu... Kardeşimin çocuğu hakkında gördüklerin meclisinizde kalan son kıdemli cadınızın ölmesine zemin hazırladı. |
Keponakan anda. Ah, yeğeniniz. |
Dan Anda adalah keponakan Mason? Siz Mason'un yeğeni misiniz? |
Revere, seorang dokter gigi serta perak, membuat kunjungan rumah untuk keponakan Betsy. Hem dişçi hem de gümüşçü olan Revere, o gün Betsy'nin yeğenine bakmaya gelmişti. |
Ini dibuat khusus untuk keponakanku. Bu, yeni erkek kataloglarımdan. |
Endonezya öğrenelim
Artık keponakan'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.