Endonezya içindeki paksa ... memaksa ne anlama geliyor?
Endonezya'deki paksa ... memaksa kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte paksa ... memaksa'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki paksa ... memaksa kelimesi zorlamak, icbar etmek, yüküm, mecburiyet, zorunluluk anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
paksa ... memaksa kelimesinin anlamı
zorlamak(force) |
icbar etmek(force) |
yüküm(force) |
mecburiyet(force) |
zorunluluk(force) |
Daha fazla örneğe bakın
Aku terpaksa memaksamu. Zorla götürmek zorunda kalırım. |
Semua orang baik-baik dipaksa pindah ke pinggiran karna gelombang imigran ilegal. yang memaksakan kehendaknya di negara ini. Tüm iyi insanlar... banliyöye yerleşmek zorunda kalıyor. Rotalarını bu ülkeye doğrultmuş, göçmenlerin akınları yüzünden. |
Sekutu Jerman; Italia, Hungaria, Rumania, Bulgaria, dan Finlandia dipaksa untuk menerapkan kebijakan antisemitisme, namun sebagian besarnya tidak mau, sehingga Jerman memaksa mereka untuk menerapkannya. Almanya’nın müttefikleri olan İtalya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan ve Finlandiya, antisemit politikaları yürürlüğe sokma konusunda baskı altında tutuluyorlardı fakat zorlanana kadar bu politikaları gerçekleştirmediler. |
(Lukas 18:7, 8; Amsal 29:2, 16) Maka itu keadaan2 memaksa dilakukannya suatu penghancuran dunia; Allah terpaksa melakukan itu supaya dia tetap setia terhadap apa yang benar dan adil dan supaya dia dapat menunjukkan belas kasihan terhadap orang2 yang juga suka akan apa yang benar. (Luka 18:7, 8; Süleymanın Meselleri 29:2, 16) Bundan dolayı durum, dünyanın imhasını gerektiriyor; Tanrı doğru ve âdil olana sadık kalmak ve doğru olanı sevenlere merhamet göstermek isterse, harekete geçmelidir. |
Stalin, Khrushchev, dan pemimpin Soviet lainnya memaksa orang Rusia pergi ke daerah timur jauh untuk tinggal di gulag, barak kerja paksa, kota- kota inti, apapun namanya. Stalin, Kurschev ve diğer Sovyet liderleri Rusları durum ne olursa olsun doğuya gulaglara, çalışma kamplarına, nükleer şehirlere gitmeye zorladılar. |
Baiklah, aku dipaksa untuk berpartisipasi, jadi aku memaksamu untuk berpartisipasi. Ben katılmaya zorlandım bu yüzden seni katılmaya zorluyorum. |
Untuk memaksa mereka bekerja itu melanggar amandemen ke-13 tentang larangan perbudakan dan kerja paksa. Onları çalışmaya zorlamak, köleliği ve zorla çalıştırmayı yasaklayan 13. yasa değişikliğini ihlal ediyor. |
Problem kedua disinggung oleh Shirley Hazzard, ”Wewenang untuk memaksa tidak dimasukkan dalam Organisasi Perserikatan Bangsa-Bangsa, kecuali sejauh hal itu terdapat di kalangan anggota-anggota yang justru kemungkinan besar perlu dipaksa.” Shirley Hazzard, şu ikinci soruna değiniyor: “Birleşmiş Milletler Teşkilatı zorlama güçleriyle donatılmamıştır, ancak en çok zorlamaya muhtaç olan üyeler o güçlere sahip olabilirler.” |
(Ulangan 30:19, 20) Sebaliknya daripada memaksa orang-orang dengan menggunakan perasaan bersalah, perasaan malu, atau perasaan takut, Ia berupaya mencapai hati; Ia ingin orang-orang melayani Dia karena kasih yang tulus sebaliknya daripada merasa terpaksa. (Tesniye 30:19, 20) Suçluluk, utanç veya korku yaratarak insanlar üzerinde baskı kurmaktansa, yüreklere erişmeye çalışır; insanların Kendisine zorla değil, yürekten gelen bir sevgiyle hizmet etmesini ister. (II. |
Sebagai contoh, menurut laporan, Raja Charlemagne, yang keturunan Jerman (memerintah tahun 768-814 M.), ”memaksa orang-orang Saxon, dengan ancaman siksaan kematian, untuk menerima baptisan, memberikan hukuman yang paling berat kepada mereka yang melanggar Lent [masa puasa 40 hari sebelum Paskah], dan di mana-mana menggantikan bujukan dengan paksaan.” Örneğin (M.S. 768-814’e kadar hüküm süren) Frenk kral Chalemagne’ın “Saksonları ölüm cezasıyla vaftiz edilmeye zorladığı, Paskalya’dan önce gelen büyük perhiz olan Lent’i bozanları en ağır cezaya mahkûm ettiği ve her yerde ikna yerine kuvveti kullandığı” söylenir. |
Endonezya öğrenelim
Artık paksa ... memaksa'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.